Engin Akyürek’in Yüreğinden Dökülen 21 Öykü

Engin Akyürek’in Yüreğinden Dökülen 21 Öykü

Sevenlerini heyecanlandıracak bir şey yaptı geçenlerde yine. 2015 yılından beri, “Kafasına Göre” adlı fikir edebiyat dergisinde öykülerini paylaşan oyuncu, şimdi de bu öykülerinden 18 tanesini derleyip üstüne bir de 3 taze öyküsüyle bir kitapta buluşturdu bizleri.

Daha önce dergide yayınlanmış öykülerinin başlıklarını, “Yakın Markaj: Engin Akyürek” adlı yazımızda da paylaşmıştık sizlerle buraya tıklayarak o yazımıza ulaşabilirsiniz.

Bu sefer kitabında üç yeni öykü karşılıyor bizleri. “Kiraz Ağacı” , “Karanlığın içinde bir nefes” ve “Bence de Sefa”. 

Gönül isterdi tabii dergide yayınlanmış olan “Düş Olup Düştüm Düşlerimin Peşine” ve “Konuşan Kafalar” öykülerinin de, kitapta yer almış olmasını. İki öykünün de kendine has özel bir dili mevcut idi. Kitapta ise bu özel dil; “Koku”, ve “Gözlerinde Bulut Saklıydı” hikayelerinde yoğun olarak karşımıza çıkıyor.

“Havada Anıların Kokusu Var” ise farklı bir kurguya sahip özelliği ile okuyucuyu çekenlerden. En çok da öykünün girişi, gelişimi ve bağlandığı sonuçla kendinizi sorguluyorsunuz. Başarılı bir kurgu karşılıyor sizi bu öyküde.

Bir de “Bence Sefa” var.. Ve onun ardından gelen taze çıkmış kitabında yer alan devam öyküsü “Bence de Sefa..”. Kadın erkek ilişkilerine farklı bir yorum getiriyor iki öykü de..

null

Öykülerinde doya doya kullandığı ve tahminen en çok sevdiği kelime de “çay” oluyor.. Bazen öykünün sonunda, burnunuza demlenmiş bir çay kokusu geliyor desem abartmış olmayız herhalde. Kendisinin en iyi iletişim aracının “çay” olduğunu düşünüyorum. İşte böyle adamların muhabbeti bir hoş olur. Öykü dilinde bu tatlı muhabbeti bulacağınızı belirtmekten çekinmiyorum.

Tabii bir de kendinizle baş başa kaldığınız öyküleri de mevcut. Bir anda yalnızlığınızı hissediyorsunuz. Ya da yalnız olmadığınızı düşünürken bile aslında tek başınıza mücadele ettiğinizi. Sessizlik bunlardan biri.. Bir topluluğun içinde kendinizi yalnızlığa mahkum ettiğiniz o kısacık ana tanık olacaksınız bu sefer.

Bir de edilemeyen vedalar.. Bir türlü ağızdan çıkmayan o son cümleler. “Gitmek”  öyküsüyle buluştuğunuzda kendinizi o cümleleri kaçarken bulacaksınız..

Bir de bize yeniden sevdirdiği o tanışma faslının ilk sözcüğü var:  “Merhaba” .. 

Çocukluğunuz, dostluklarınız, sevgilileriniz, sevdalarınız..

Ya da daha fazlası..

Günümüz çerçevesinde aradıklarınızı bulacağınızı düşündüğümüz sıcak bir kitap ile karşı karşıyayız şimdi.

Bunlardan öte; özellikle kendi rızasıyla kitabının teşekkür sayfasında belirttiği gibi, bu kitabın telif gelirleri de bizzat Engin Akyürek tarafından Darüşşafaka Cemiyeti‘ne bağışlanacak.

Ne diyelim.. Güzel adamsın Engin Akyürek..

Engin Akyürek‘i daha çok tanımak ya da yeniden tanışmak isteyenler.. Bunların hiçbiri değilse bile, onun cümleleriyle tanışmak istiyorsanız, daha önce herhangi bir yazısını okumadıysanız; bu sıcak samimi kelimeler bütününün var olduğu kitabı keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. Özellikle, kendine has dili olan yazarlara ilginiz varsa.

Daha önce de paylaşmıştım sanırım sizlerle de. Oldum olası, oyunculuk dışında farklı çalışmalarını paylaşmaktan çekinmeyen insanları severim diye. Bu düşüncem hâlâ kendini koruyor. Sanat da disiplinlerarası bir olgu çünkü. Hele ki oyunculuk gibi gözleme dayalı bir mesleğe sahipseniz. Engin Akyürek‘in gözlem yeteneği, öykü çalışmalarını daha da öne çıkardı böylece.

Peki Engin Akyürek..

Daha çok öykülerinde buluşmak dileğiyle.. Belki daha da fazlasında..

Sevgiyle kalın.. 

fracture

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir