Karadeniz’in Sesi: Resul Dindar

Karadeniz’in Sesi: Resul Dindar

Ona kimse çocukken “Bu çocuk şarkıcı olur,” demedi ama öğretmenleri ya da ailesi ona şarkı söyletecek kadar da içindeki cevheri keşfetmişti. Bahsettiğimiz kişi Karadeniz’in güzellikleri arasından çıkıp bizimle buluşan, Resul Dindar.

Resul Dindar, 24 Ocak 1982 yılında Artvin’in Hopa ilçesinde dünyaya geldi. Doğduğu ve büyüdüğü yer olan Hopa için bir röportajında şunları söylüyor; Yaşadığımı hissedebileceğim kadar doğal, özüyle güzel ve kıymetli olan; yaylasıyla, deresiyle, balığıyla, insanıyla, kültürüyle gerçekten kendimi şanslı hissettiğim bir memlekette büyüdüm.“

Hayata dair düşünceleri sorulduğunda ise şöyle söylüyor; Hassasiyetler, bilinç ve öz saygı mühimdir benim için. Sınırlarımı denemek, kendimi aşmak ve yaşadığım müddetçe daima faydalı olabilmektir felsefem; elime aldığım her iş ve diyalogda olduğum her insana. Ve Doğaya, insan yaşamına dair tüm sorunlar canımı yakar ve isterim ki bilincimizi kaybetmeyelim, saygımız sadece bizden yaşça büyüklere olan anlamıyla değil de canlı olan, yaşama hakkı verilen her türe olsun. Vicdanımızı yitirmeyelim diye sesimin ulaşabileceği herkes bilsin isterim müdahale edilmesi gereken bir sorun söz konusuysa. Unutmayalım, doğa olmadan insan olmaz.”

İlk profesyonel müzik hayatına Hopa’da kafe ve barlarda şarkı söyleyerek başlasa da kendisi ilk profesyonel adımının İstanbul’da olduğunu söylüyor. 2005 yılında İstanbul’da okuyan abisinin yanına geldi ve Resul Dindar için müzik anlamında en büyük adımı bu oldu.

Önce yine Karadeniz müziği yaptıkları “So Bulurt” grubunu arkadaşları ile kurdu. Sahnelere bu isimle bir süre devam ettiler ama bu süreç iki seneden fazla uzun olmadı.

Sonrasında ise sekiz kişiden oluşan ve herkesin bildiği “Karmate” grubu ile tekrar müzik dünyasına döndü ve Karmate grubuyla Nani ve Nayino adında iki albüm çıkardılar. Bu iki albüm de beklediklerinden fazla ses getirdi ve ünleri Karadeniz ile sınırlı kalmadı. Resul Dindar, Karmate grubunun solistliğini yapmaktaydı.

Lazca’da “değirmen” anlamına gelen Karmate, Resul Dindar’ın her dönem hiç unutamadığı bir dönemi olacak. Sekiz kişinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan ve Karadeniz’de büyük bir fırtına çıkararak kendisini kanıtlayan grup, onun müzik piyasasındaki en kalıcı adımıydı.

Beş yıl Karmate’nin solistliğini yaptıktan sonra Resul Dindar müzik hayatına tek devam etmek istedi ve gruptan ayrıldı. Ancak gruptaki pek çok isimle yine çalışmaya devam ettiler. Çünkü; ortada kavgalarla ya da kırgınlıklar gerçekleşen bir ayrılık yoktu. Resul Dindar için artık kendi sorumluluklarını alarak çıkacağı bir yol gerekiyordu. Gruptan ayrılması tam olarak 2012 senelerinde gerçekleşti.

2013 senesinde ilk solo albümü olan aranjörlüğünü Muhterem Sur, müzik yönetmenliğini Cem Sait Arslantunalı’nın üstlendiği Divane adlı albümü ile müzik hayatına devam etti. Bu süreçte Karmate grubundan arkadaşları da onunlaydı ancak ortada bir grup yoktu. Divane isimli albümü o kadar fazla ilgileri üzerine topladı ki; en çok satış yapan albümler listesinde yer aldı ve bir o kadar çok insan tarafından dinlendi. Resul Dindar bu durum için şunları söylüyor; “Demek ki aynı derenin balıkları, aynı doğanın insanıymışız; renklerimiz, dillerimiz farklı olsa bile gönüllerimiz birmiş, ne mutlu.”

Resul Dindar için Divane albümü; onun müzik hayatını değil tüm hayatını, kararlarını anlatan özel bir albüm. Karadeniz’in pek çok noktasına dokunan bu albümde on sekiz şarkı bulunuyordu.

İlk albümü ile “en çok satanlar” listesinde zirveye oturduktan sonra 2014 senesinde ise Dalgalan Karadeniz adında ikinci albümü ile dinleyicisinin tekrar huzuruna çıktı. Bambaşka tınılar diye tabir ettiği albümünde kendisine ait pek çok söz ve bestenin olduğu 14 şarkı yer aldı.

Son olarak ise 2017 yılında Aşk-ı Meşk ile tekrar dinleyicileri ile buluştu. Birçok müzik türünü albümlerinde ya da sahnelerinde seslendiren sanatçı bu kez Türk Sanat Müziği ile karşımızda. Düzenlemeleri Muhterem Sur, albümün düzenlemeleri Murat Çolak ve mix-masteringi ise Evren Arkman tarafından yapılan bu albümde toplamda 13 şarkı yer alıyor.

Kazım Koyuncu hayranı olan Resul Dindar her sahnesinde ona yer vermekten asla vazgeçmiyor ve her seferinde bir daha Kazım Koyuncu’nun gelmeyeceğinin de altını çiziyor. Benzetilmelerinin ardındaki sebep için ise “Aynı topraktan gelmemizdir,” diyor. Bize sorarsa samimiyeti ve doğallıkları da iki sanatçının benzetilmesinin en büyük sebepleri diyebiliriz.

Ekin Uzunlar, Petek Dinçöz ve Deniz Toprak gibi birçok isimle Resul Dindar’ın düetlerine ulaşabilirsiniz. Solo albümlerin yanı sıra düetleri ile de kendinden söz ettirmeyi ve takdir almayı hep başardı. Bugün çalışkanlığı, samimiyeti ve sesiyle Karadeniz’in sesi diyerek tabir edeceğimiz Resul Dindar’ı pek çok yerde görebilirsiniz. Verdiği sayısız konserlerin yanında dizilerde ya da filmlerde karşınıza çıkabilir. Dileriz daha fazla yerde onu görürüz. ❤

Kübra Çoban

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir