Repliğin İçinde Yaşam, Ölüm ve Varoluşun Dili (Yüzüklerin Efendisi)
Her insana bir yol gösteren ve onu harekete geçiren bir şeyler vardır. Bu bir insan, kitap, eşya ya da bir söz.
Aslına bakarsınız hepsini bir arada tutan yine aynı şey değil midir? Sözler yani film dilindeki replikler.
Her filmin içinde ayrı birer replik olduk; yaşam ve ölüm yolculuğunu en çok barındıran film de Yüzüklerin Efendisi oldu.
Peki ya bunlar nelerdi?
- Savaştan, kederden, umutsuzluktan uzak bir yaşam şansınız daha var. (Aragorn)
– Nedenini bilemiyorum fakat karanlık yerler görüyorum. Adeta bir kaosun içinde keder ve kederle gelen umutsuzluk hissediyorum. Belki de bu yaşama aydınlık diyorlar ben bilmiyorum.
- Pippin: Böyle sona ereceğini hiç sanmazdım…
Gandalf: Son mu?
Hayır bu yolculuğun sonu değil… Ölüm sadece başka bir yoldur; hepimizin aşması gereken.
- Dünya değişiyor… Bunu suda hissediyorum, toprakta hissediyorum… Kokusunu alıyorum.
Eskilerden pek bir şey kalmadı zira hatırlayanlardan yaşayan yok artık… (Galadriel)
– Fazla değil kısa bir süre öncesiydi… Hissettiğim şeyler içinde olduğum şeyleri barındırıyordu. Biliyorum artık öyle değil. Bir şeyler değişmiş olmalı; bastığım yerle dokunduğum şeyler aynı değil. Ya döngü değişiyor ya da ben hala aynı yerdeyim.
- Ölüm riski yüksek, başarı şansı çok zayıf, neden bekliyoruz ki? (Gimli)
- Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin?
Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile sonu göremez. (Gandalf)
– Ölüm dedi… Öyle sessiz öyle bitkin. Ölümü hak ediyor muydum bilmiyorum ama yaşamayı herkes hak ediyor olmalı.
- Olmak için doğduğun kişi ol. (Elrond)
– Yanındaki, uzağındaki herkes hayatına bir nebze de olsun değiyor. Ve seni, olmak için doğduğun kişiden uzaklaştırmaya başlıyor.
Evet, sen sen olmayı her kaybettiğinde bir adım daha yabancılaşıyorsun kendine; bedenide, zihnine…