İzlemekten Keyif Alacağınız 20 Fransız Filmi
Fransız filmlerini sevmek çok kolay olmuyor. Onlara özgü ayrı bir sinema dili mevcut geliyor çoğumuzda. Benimsemek de zaman alıyor. Fakat bir yerden de başlamak gerek sanırım. Çünkü öyle filmler var ki zihnimizde çoğu kez dönüp duracak cinsten.
İşte sizlere hazırladığımız, karşınıza çıkması muhtemel Fransız filmleri listemiz..
1. Le Voyage Dans La Lune / A Trip to the Moon / Aya Seyahat (1902)
Jules Verne‘nin “Aya Seyahat” ve H.G. Wells‘in “Aydaki İlk İnsanlar” adlı iki eserden uyarlanan filmde, bir astronot grubu; profesörlerinin verdiği bilgiler doğrultusunda aya doğru seyahate çıkarlar. Ayda yaşayanlar tarafından esir alınırlar. Astronotlar oradan kaçıp, dünyaya ulaşmanın yollarını aramaktadırlar.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=_FrdVdKlxUk[/youtube]
George Melies’a ait bu kısa film, ilk bilim kurgu filmi olarak da bilinmektedir..
2. Hiroshima Mon Amour / Hiroşima Sevgilim (1959)
Emmanuelle, Hiroşima‘da son gününü Eiji Okada adında daha o gün tanıştığı bir mimar ile geçirir. İkisi de evli olan bu çiftin, bir gün içinde yaşadıkları ilişki değişik bir bağlılığın da adımı olmuştur. Yıllardır eşine bile anlatamadığı, yıllar öncesine ait bir Alman askerle olan gizli bir aşk hikayesini , Emmanuelle bu adama anlatmıştır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=CLts830aLlw[/youtube]
Bir yasak aşkın, başka bir yasak aşkla buluşma hikayesidir bu film..
3. A Bout de Souffle / Breathless / Serseri Aşıklar (1960)
Michel, otomobil çaldıktan sonra ayrıca bir polis de öldürür. Daha önce de birkaç gece birlikte olduğu, bir gazetede stajyerlik yapan Patricia’yı bulur ve onu Roma’ya götürmek istemektedir. Fakat Patricia çelişkiler içindedir. Duygularından emin olamayan Patricia Michel‘i polise ihbar eder ve Michel de böylece sonunu hazırlamıştır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=DQgODR1jZz0[/youtube]
Sınırları zorlayan bir film daha..
4. Les Amants du Pont-Neuf / The Lovers on the Bridge / Köprü Üstü Aşıkları (1991)
Alkol bağımlısı bir sirk cambazı olan Alex‘e, restore edilmeye başlanan Pont-Neuf köprüsü ev sahipliği yapmaktadır. Çektiği acılar yüzünden görme yeteneğini kaybeden güzel ressam Michele bir gün Alex ile karşılaşır. Michele ve Alex, Pont Neuf‘te kendilerince hiçbir şeye umursamadan bir hayat yaşamaya başlarlar. Gittikçe acımasızlaşan bu ilişkide, Alex bencil bir şekilde Michele‘nin görme yetisini yeniden kazanmasına sebep olacak tedaviyi engelleyecek yollar deneyerek, onun kendisiyle olan bağını koparmak istememektedir.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=lbluhzI3888[/youtube]
Alex‘in yaptığı, “Aşk bir bencillik mi?” sorusunu tekrar tekrar gündeme getirir..
5. La Fille Sur le Pont / Girl on the Bridge / Köprüdeki Kız (2000)
Adele, hayatta savrulup sevmeye ve sevilmeye aç bir kadındır. Fakat ona göre hayata talihsizlik ve başarısızlıklarla doludur. Erkeklerle yaşadığı her ilişkide bir türlü ders alamamakta, sonu bir şekilde hüsranla bitmektedir. Mutluluğu hiçbir şekilde yakalayamayan Adele, köprüde kendini boşluğa bırakmakla meşgulken karşısında sirklerde kadınlara bıçak fırlatarak çalışarak para kazanan Gabor ile karşılaşır. Gabor onun köprüden atlamasına razı olmaz, kendisini bıçakların hedefinde tutmaya kararlıdır. Fakat Adele ikna olmaz ve köprüden atlar.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=VpIrr4G4sTM[/youtube]
Bir bıçak fırlatma sahnesi var ki.. Dillere destan. Film müziklerinin yanında kuşkusuz, filmin finalinin Galata Köprüsü’nde son bulması da ayrı bir anlam taşır şimdi..
6. Le fabuleux destin d’Amélie Poulain / Amelie (2001)
Anne ve babasını kaybeden Amelie, kendini başka insanların hayatları için adamış, onların mutluluğu için çabalamaktadır. Bunu yaparken de, bu insanlara hiçbir şeyi fark ettirmemeye çabalamakta onlar adına planlar düşünmektedir. Fakat bu adanmışlığın altında, yalnız olduğunu anladığı bir anda kendi mutluluğu adına bir şeyler yapacak mıdır Amelie?
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=HUECWi5pX7o[/youtube]
Müzikleriyle de ayrı bir tattır Amelie..
7. La Pianiste / The Piano Teacher / Piyanist (2001)
Müzik konservatuvarında öğretim görevlisi orta yaşlarında bir kadın olan Erika Kohut; dışarıdan gayet itibar gören, otoriter bir kimliğe sahip olarak görünmektedir. Annesiyle arasında sevgiyle nefret karışımı bir ilişkiye sahip olan bu öğretmenin, ardında değişik arzuları barınmaktadır. Kenar mahallelerde erotizmi barındıran sinemalara giden bu kadın, kendini tüketme çabası içindedir. Kendisine tutkulu bir hayranlık duyan erkek öğrencisiyle iletişim kurduktan sonra, bu değişik arzuları gittikçe gün yüzüne çıkmakta, kendiyle ilgili yeni sorularla boğuşmaktadır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=mjROGqRTMzQ[/youtube]
Psikolojik dram sevenler için bayağı iyi bir filmdir..
8. Jeux d’enfants / Love me If You Dare /Cesaretin Var mı Aşka? (2003)
Julien ile Sophie, çocukluktan beri birbirlerinin en iyi arkadaşlarıdır. Çocukluktan itibaren başlattıkları tuhaf bir oyununu, yetişkin olduklarında da devam ettirirler. Cesaretlerini ölçen bu oyun, bir yandan acımasız da olmaktadır. Kendi sorunları içinde birbirleriyle yakınlaşırken, diğer tarafta bu oyun yüzünden birbirleriyle olma ihtimalini uzaklaştırıyorlardır. Yıllar yılları kovaladıkça, çaresizlik içinde hayatlarındaki acımasız gerçeklerle de karşılaşmak zorunda kalırlar.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=CX23hgYDTwg[/youtube]
Oyunun kendisi değil de, oyunu oynayanlar daha acımasızdır..
9. Cache / Hidden / Saklı (2005)
Bir televizyon kanalında çalışan Georges, eşiyle birlikte sıradan ve mutlu bir hayata sahiptir. Bir gün bilinmeyen biri tarafından gönderilen bir paketle tüm hayatları alt üst olur. Pakette, kendisinin ve ailesinin gizlice çekilen görüntüleri mevcuttur. Fakat gönderen sadece bir paketle sınırlı kalmaz ve durum iyice gizemli bir hâl almaktadır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=pvT_9TqIEtM[/youtube]
10. Persepolis (2007)
Marjane Satrapi‘nin Persepolis çizgi romanından beyaz perdeye uyarlanan filmde, Marjane 1970 yılında İran rejimini kendi gözleriyle anlatmaktadır. Bu başyapıtta, küçük bir kızın penceresinden hayatına yansıyanları görmekteyiz. Ailesinin Şah iktidarının düşmesiyle olan mutluluğu, artık hem ekonomi hem de hayat standartları açısından yeni umutlar doğurmaktadır. Fakat işler hiç de umulduğu gibi olmaz. Bu durum, daha kötü felaketlerin habercisidir.
11. La Mome / La Vie En Rose / Kaldırım Serçesi (2007)
Bir Edith Piaf biyografisi olan film; sizi Edith Piaf‘ın eşsiz şarkılarıyla karşılayıp, uğurluyor. 1915 yılında dünyaya gelen Piaf‘ın gençlik yıllarından 40’lı yaşlarına kadar olan dönemi parça parça izlediğiniz filmde, Edith Piaf’a can veren Marion Cotillard ise başarılı bir performans sergiliyor. Tabii bu performansıyla Oscar’ı da alıyor.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=G8xtj9gFE90[/youtube]
Edith Piaf ve Marion Cotillard sevenler için iyi gelecek bir film..
12. Les Emotifs Anonymes / Romantics Anonymous / İsimsiz Romantik (2010)
Jean-Rene kendi hâlinde küçük bir çikolata fabrikası işleten biridir. Bir gün yetenekli bir çikolatacı olan Angelique‘yı işe alır. İlk gördükleri andan itibaren birbirinden hoşlanan bu iki insanın, bir ilişkiye başlaması ise çok zordur. Çünkü her ikisi de sosyal anksiyete bozukluğuna sahiptir ve hayatlarında birçok şeyden çekinmektedirler.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=VN1oTKQ1Uwk[/youtube]
İzlemesi bayağı keyifli, şirin mi şirin bir çalışma..
13. L’arnacoeur / Heartbreaker / Gönül Avcısı (2010)
Alex, kız kardeşi ve kız kardeşinin eşiyle birlikte mutsuz olan veya yürümeyecek ilişkileri bozmak için planlar yürüten kendilerince bir şirket kurmuşlardır Bunu duyan zengin bir adam, evlenecek olan kızına engel olmak için Alex ile anlaşır. Alex’ın 10 gün gibi kısa bir süreci mevcuttur. Üstelik bu sefer, karşısındaki çift de birbiriyle uyumlu ve birbirlerine aşık görünmektedir.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=bA8lV1Iki9E[/youtube]
Fransızlardan böyle romantik komedi izlemek de pek nasip olmaz açıkçası..
14. La Délicatesse / Delicacy / Aşkın Renkleri (2011)
Genç ve güzel biri olan Nathalie, büyük bir aşkla evlendiği eşini bir kazada kaybetmiştir. Hayatı alt üst olan genç kadın, kendini işine veren içe kapanık hayata küsen biri olmuştur. Bir gün, olmadık bir şekilde çalışma arkadaşlarından biri olan Markus ile öpüşür. Markus ise kendi hâlinde sıradan kimsenin ilgisini çekmeyen çevresindekilere göre çirkin biridir. Bunların ötesinde, Markus‘un nazik ve anlayışlı kişiliği bu ilişkiyi ayakta tutabilecek en önemli şeydir. Ön yargılar içinde barınan bu ilişkide Markus ile bir geleceği olup olmadığını Nathalie sorgulamaya başlayacaktır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=m7zuM8RtTTE[/youtube]
Finali, Markus’un ağzından can yakacak türdendir..
15. La Vie D’adele / Blue is the warmest colour / Mavi en sıcak renktir (2013)
Adele, ergenlik sorunlarıyla uğraşan içe kapanık yalnız bir kızdır. Kendini tanıma evresinde olan Adele, bir gün meydanda mavi saçlı bir kız olan Emma‘yı görür ve o andan itibaren hayatında birçok şey değişir. Emma ile olan ilişkisini olabildiğince yaşayan Adele yetişkin bir kadın olarak hayatına adım atmaktadır. Fakat bir yerden sonra, yine hayatta istediklerini yapamayan biri olarak yalnız kaldığının farkına varacaktır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=K3JGxj2rvAs[/youtube]
Lykke Li‘nin “I Follow Rivers” parçası da bize eşlik eder filmin kopan bir yerinde..
16. De Rouille et D’os / Rust and Bone / Pas ve Kemik (2013)
Ali, doğru düzgün ilişkisi olmayan pek de tanımadığı beş yaşındaki oğlu Sam ile yaşamak durumundadır ve kız kardeşinin yanına taşınır. Bir gece kulübünde fedai olarak çalışmaya başlar, ve bir gece özgüveni oldukça yüksek katil balina eğitmeni olan Stephanie ile karşılaşıp ondan hoşlanır. Stephanie Ali‘ye pek yüz vermemiştir, onu o gece başından bir şekilde savmıştır. Bir gün Stephanie, bir balina gösterisi sonrasında yaşanan talihsiz bir olayla birlikte iki bacağını da kaybeder. Artık onun için hayatı bitmiştir. Bu süreçte, Ali ona umursamaz ve karşılık beklemeden yardımcı olmaya çalışır. Aralarında değişik bir bağ ve ilişki süreci başlamıştır böylece.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=Jg7skcyYolU[/youtube]
17. L’ecume Des Jours / Froth on the Daydream / Günlerin Köpüğü (2013)
İdealist ve mucit bir genç olan Colin, Chloé adında genç bir kadınla tanışır ve mutlu giden bir evliliğin ardından onunla evlenir. Her şey bu kadar güzel giderken, eşinin ilginç bir hastalığa yakalanması ile mutlulukları acıya dönüşmektedir. Eşinin ciğerlerinde büyüyen zambak çiçeği, onları felakete sürüklemektedir. Colin elinde ne var ne yoksa eşinin hastalığı için harcamakta, daha da fazlası için ilginç işlerde çalışarak umutsuzca Chloe‘nin iyileşmesini beklemektedir.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=dh3V-dFlmyk[/youtube]
Şiirsel bir anlatıma sahip bu hikaye, Boris Vian’ın ünlü eserinden uyarlamadır.
18. Deux jours, une nuit / Two Days, One Night / İki Gün, Bir Gece (2014)
Küçük bir şirkette çalışan Sandra işini kaybetmek üzeredir. Maddi anlamda sıkıntı çeken ve ailesini pek de parlak günler beklemeyen Sandra’nın bu durumu engellemek için bir şeyler yapması gerekmektedir. Patronu ona çözüm önerisi sunar: Ya işini kaybedecektir ya da şirketteki çalışanlar ekstra maaş bonuslarından feragat edeceklerdir. Oylamaya göre Sandra işini kaybetmiştir. Fakat tekrar oylama yapılmasını ister. Bunun için de hafta sonu gibi kısa bir süreç mevcuttur önünde. Çalışma arkadaşlarının maaş bonuslarından feragat etmeleri için onları tek tek ikna etmek için çabalamak durumundadır.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=InuzW58ydyU[/youtube]
Birçok ödüle ve adaylığa hak görülmüş bu filmi kaçırmayın deriz..
19. Le Goût Des Merveilles / The Sense of Wonder / Değişen Hayatlar (2015)
Eşini kaybetmiş iki çocuklu bir anne olan Louise, bir gün evinin yakınında yabancı bir adama arabasıyla çarpmak üzere iken durur. Adam yaralı olmasa da onu evine götürür, yardımcı olur. Fakat adamın tavırlarında bir farklılık hisseder. Pierre otizmi olan biridir. Zamanla aralarında bir bağ oluşur.
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=GD0W-2IvFUE[/youtube]
20. Un homme à la hauteur / Up for Love / Aşkın Gözü Kördür (2016)
Başarılı bir avukat olan Diane bir gün telefonunu kaybeder. Telefonunu bulan Alexandre, ertesi gün Diane ile buluşmak ister. Buluştuklarında ise Diane şaşkına döner. Çünkü Alexandre 1.40 m boyunda yanında çocuk gibi görünen bu adamdır. Fakat Alexandre’nın özgüveni yüksek karizmatik kişiliği Diane‘yı etkisi altına alır ve aralarında bir ilişki başlar. Yine de bu ilişki çevrelerindeki ön yargıların altında ezilmektedir.
Romantik komedi gibi görünen bu film aslında dramatik etmenlerle süslüdür. 1.40 m boyunda bir karaktere can veren Jean Dujardin karizması ise filmin en büyülü kısmıdır..
[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=CU0-znMCRKc[/youtube]
Ah bir de Gala’nın o eşsiz şarkısının, bu filme uyarlanmış hâlinden bahsetmesek olmaz..
Keyifli seyirler..
