Herkes Gülümseyebilir Mi?

Herkes Gülümseyebilir Mi?

Gülümsemek insanların birbiriyle iletişim kurmasını sağlayan önemli bir araç. Hepimiz gülebiliyor muyuz? Yoksa gülümseyemeyen bunu yapamayan insanlar da var mı?

Kevin Portillo 13 yaşında ve bu gencin her gün gülümseme egzersizleri yapması gerek.

Kevin “Yanaklarımı esnetmem gerekiyor. Bunu iki dakika boyunca yapıyorum ve her gün yapmam gerekiyor,” diyor. New Jersey doğumlu Kevin’in yüzünün sol tarafında bir damar tümörü vardı. Tümör burnunun sağa kaymasına ve sol gözünün kapanmasına neden oluyordu. Kevin uzun süre tedavi gördü. Tedavi başarılı oldu ama insana özgü en güzel şeylerden birini yapamaz hale geldi: Gülümsemek.

İnsan yüzündeki ifadeleri kontrol eden 17 çift kas ve ağız etrafında çember şeklinde bir kas bulunuyor.

Ağız kenarından şakağa doğru uzanan minör ve majör iki çift kas gülümsemeyi sağlar.

Cinsiyet ve kültür gülümsememizi etkiliyor ve bazı farklıklara sebep oluyor. Genellikle kadınlar erkeklerden daha fazla gülümsüyor. Gülümseme iletişim kurmak için bir araçtır. Tek başımızayken değil, daha çok insan içinde ve insanlarla iletişim halindeyken gülümseriz.

Bilim insanları, gülümsemenin diğer yüz ifadelerine kıyasla daha kolay tespit edildiğini söylüyor ama bunun nedenini henüz tespit edememişler.

Bir insanın gülümsediğini anlamak için 10 milisaniyelik bir görüntü yeterli. İnsanın hayatta kalması için en gerekli şeylerden biri olan korku ifadesini anlamak için 250 milisaniyelik görüntü gerekli.

Bilim insanları, gülümseme ve kaş çatma gibi yüz ifadelerinin insanlığın dil öncesi döneminden kalma olduğunu söylüyor. Yüz ifadeleri ilk insana kadar dayanıyor olabilir, dil ise 100 bin yıl önce gelişmeye başladı.

Ohio Üniversitesi’nde elektrik ve bilgisayar mühendisliği profesörü ve Bilgisayarlı Biyoloji ve Bilişsel Bilim Laboratuarı kurucusu Aleix Martinez, “sözlü iletişime geçmeden önce yüzlerimizle iletişim kuruyorduk,” diyor.

2016 yılında dördü gülümseyen, dördü gülümsemeyen sekiz insan fotoğrafı 44 ayrı kültürde binlerce insana gösteriliyor. İnsanların çoğu, gülümseyen yüzleri daha dürüst ve güvenilir bulmuştu.

Farklı Kültürlerde Gülümseme Algısı

İsviçre, Avustralya ve Filipinler gibi bazı ülkelerde bu şekilde düşünenler ile diğerlerinin farkı oldukça büyük iken, Pakistan, Rusya ve Fransa gibi ülkelerde daha azdı. İran, Hindistan ve Zimbabve gibi ülkelerde ise gülümseyenlere ayrı bir güvenilirlik vasfı yüklenmemişti.

Bunun sebebi insanların yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelerde gülümseyen insanlara güveninin azalması olarak yorumlanıyor.

Bir diğer neden de eskiden gülümsemenin dindar ciddiyete yakışmadığı fikrinin yaygın olmasıydı. Fransız Devrimi öncesi yapılan resimlerde ağız dolusu gülümseme sadece alt sınıfa ait bir özellik olarak görülüyordu.

Doğu dinlerinde gülümseme ile aydınlanma ilişkilendirilir. Dini kişilikler ve Buda gülümserken resmedilir. Batı’daki gibi ilk Budist metinlerde de gülümsemeden kaçınılmıştır. Hiçbir zaman İsa’ yı gülümserken göremezsiniz.

Nedenler Farklı

Kevin’in kanser tedavisi başarılı oldu ama yedinci kafa siniri öldü. Bu sinir beyin kökünden başlar ve yüze dağılır. Tümör dışında Moebius sendromu da doğuştan yüz felci nedeniyle gülümseme, kaș çatma veya gözleri sağa sola çevirme imkanı vermez. Bu sendroma sahip birisi “sanki yüzünde bir maskeyle dolaşıyor” gibidir. Dışardan zihinsel bir sorunu varmış gibi algılanabilir.

Kevin kendi durumunu şöyle anlatıyor: “Sol tarafımdan gülümseyemiyordum sadece sağ tarafım gülüyordu. İnsanlar neden böyle olduğumu soruyor. Onlara doğuştan böyle olduğumu söylüyorum.”

İleri yaşlarda yüz sinirlerinde viral enfeksiyon nedeniyle oluşabilecek geçici yüz felci durumları da görülüyor. Ayrıca kaza sonucu yüz kaslarının zarar görmesi veya doğuştan yarık damak sorunu da benzen durumlara yol açabilir.

İnme de gülümsemeyi etkileyen bir diğer rahatsızlık. Yamuk bir gülümseme ve yüzün bir tarafında sarkma inme belirtilerindendir ve acil müdahale gerektirir.

Sosyal Kabul Görmek

Philadelphia Çocuk Hastanesinden Tami Konieczny, özellikle gençler açısından gülümseme veya simetrik gülümseyememe sorununun önemli olduğunu, bunun sosyal dünyalarını etkilediğini, sosyal kabul görmelerini zorlaştırdığını belirtiyor.

“İnsanlar sizin yüz ifadenizi okuyamıyorsa sosyal kabul görmek zordur. Gençler bundan çok etkileniyor. Kendi resimleri üzerinde Photoshop’la oynuyor, öyle sosyal medyada paylaşıyorlar.”

Sorunun tedavisi bir yılı aşkın bir süre içinde birçok estetik ameliyat içerebiliyor. Bazı aileler bu konuda karar vermek için çocukların büyümesini bekliyor. Çocuklar kendi görünümünde sorun olduğunu anlayacakları 9-10 yașına geldiklerinde ameliyat olmak istediklerini söylüyorlar.

Kevin de 10 yaşındayken ameliyat olmak istemiș. Uzun ve zorlu süreç olduğunu bilerek bu kararı aldı. Ekim 2015’te plastik cerrah Phuong Nguyen, Kevin’in sağ ayak bileğinden sinir aldı ve yüzünün normal çalışan sağ tarafına yerleştirdi ve bir yıl boyunca büyümesini beklediler. (Sinirler günde yaklaşık bir mm büyüyor.)

Sinir yeterince büyüyünce Ağustos 2016’da ikinci ameliyat yapıldı. Doktor Nguyen, Kevin’in sol kalçasından 12 cm’lik bir kas ile atar ve toplardamar alınıp yüzüne yerleştirdi.

Kevin bir yıl sonra ağzının sol tarafını hareket ettirebiliyordu. Bu seviyesine gelebilmesi için çok sayıda fizik tedavi seansına katılması gerekti.

Fiziksel rehabilitasyon göz ardı edilebiliyor, ama ameliyatın başarısını belirleyen bu süreç oluyor.

Kevin gülebildiği için kendisini “normal gülen diğer insanlar gibi” hissediyor. Eski utangaçlığının azaldığını ve daha aktif olduğunu söylüyor.

Kbuse

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir