Sen Anlat Karadeniz: “Ben o Deli Tahir İçin Ölürüm”
Sen Anlat Karadeniz’in 13.bölüm analizinden merhabalar. Başlıktan anlayacağınız gibi bu bölüm az biraz mutluyuz yengem hatta öleyruk. Bu bölüm son dakikalarına kadar o kadar güzel gitti ki, ailecek “ne zaman kötü bir şey olacak ya fazla mutlu olmadık mı sizce de?” diye düşündük yalan yok ? Ama bizim güzel senaristlerimiz bizi önce mutlu edip sonra hüngür hüngür ağlattılar, sağ olsunlar ? Haydi bakalım ufak ufak analiz turumuz başlasın…
Valla özellikle güzel sahnelerden bahsedeceğim zaten izlerken sinirden stresten içimiz şişiyor, bir de okurken delirmeyelim… Nefes’in babasının gelişinin ardından Tahir ona yine inanmadı diye yıkıldı, tam da tahmin ettiğimiz gibi. Ama Deli Tahir bu sefer yaptığı hatayı tekrar yapmadı ve ne olursa olsun daha Nefes anlatmadan ona inandığını söyledi. Bu bir ilişki için ne kadar da zor bir şeyken bunu daha aralarında bir ilişki bile yokken yapması resmen harika değil de nedir? Sonrasında “Keşke elimi ilk tutan sen olsaydın” diyen Nefes’e Tahir’in “Son olurum, eğer rızan olsaydı. Ama olmaz,biliyorum olmasın da. Bu hayatı nefesime haram etmişler, ben nefsimin peşine düşmem. Ama dilemekte mi haram be kızım?” demesi ❤❤ Ya sen nasıl güzel bir adamsın yahu. Bir insana sevmek bu kadar mı yakışıyor ??
Bundan Sonra Meydandayuk, YERSE!
Köy halkının Nefes’in babasına inanarak cephe almalarına deliren Deli Tahir tam olarak “Bundan sonra meydandayuk, yerse! “ diyerek arabasına atladı. Basit bir sahne olarak gözükebilir ama ben şahsen eridim ? Bir sahne önce rızan olsaydı elini son tutan olurdum ama nefsimin peşine düşmem deyip sonrasında “Bu köyde elinden tutup gezicem, bu da deli Tahir sözü olsun” demen ?? İnşallah be sıfatını sevdiğimin paşası, tüm NefTah fandom bu zamanının gelmesini heyecanla bekliyoruz…
Ve sonunda Berrak’ın foyası ortaya çıktı. Ben size bunu YanGaz Fatih çözecek demiştim değil mi? Aslanım yangaz, ama abisine söyleyerek ilerlemesine şaşırdım doğrusu. İkisinin arasında olması da en güzeli, ona buna söyle derken çomak falan girerdi araya maazallah. Ve bu olayın bu kadar çabuk çözülmesini beklemiyordum. Ters köşe oldum ? Ben biraz o ne dedi bu ne yaptı Berrak kimle konuştu falan derken 2-3 bölüm geçer sanıyordum ama bizim bir Deli Tahir’imiz var onu unutmuşum ? Aniden gelen asabiyetinin yanında aniden gelen kıvrak zekasına da bayulduk! ?
– Nefes sen bir telefon olsan nereye saklanırdın?
– Bilmiyorum Tahir, sen nereye saklanırdın?
– Nereye saklanacağım ya, orta yerde dururdum.
??? O kadar doğru bir replik ki ? Tam olarak Tahir Kaleli budur arkadaşlar.
13.Bölümde İlk Kez Kıskanılınca Deli Tahir ???
Bölümün en sevdiğim sahnesi tartışmasız burasıydı. Mercanla hastanede pişti olan Nefes hafif yollu kıskandı ? Tahir buna ihtimal bile vermemişti ama laf sokan Nefes’i görünce o da şaşırdı kaldı. Ve kıskanıldığını anladığında 29 yaşındaki adam 5 yaşındaki çocuk gibi oldu bir anda. Kıyamam sana Tahir ama ya. Gülümsemene kurban yengem ?
Bu sahneyi ben değil gifler anlatsın ?? Nefes’in onu parmağında oynattığının farkında ve bu durumdan asla gocunmadan bir de üzerinden espri yapabiliyor. Gerçekten güzel sevmek, emek vermek her baba yiğidin harcı değil…
Ağlayan Nefes’leri güldüren Deli Tahir… O Deli Tahir’e kurban olan Nefes… ❤❤ Nefes’te ne dediğini ilk bir algılayamadı bence öyle bir anda gelişi güzel kalbinden geçen ağzından çıktı ki Tahir gibi o da şok oldu. Ama Tahir’in tam anlamıyla nutku tutuldu. Bildiğin suratı 404 not found ??
Ve geldik bu kadar güldükten sonra ağladığımız yere. Mahkeme sırasında Esma’nın yapmaya çalışıp yapamadığı avukatlığı hakkında yorum yapmak istemiyorum çünkü düşündükçe sakin olamayrum! Ula kanıt diye diye öldü hakim peki cinayet odasının polisi Mithat Abi’den ala şahit mi olurdu? O neredeydi? Neden kullanılmadı bu durum Nefes’in lehine?? Neyse, geçici velayeti kaybeden Nefes Tahir’in kollarına yığıldı. (Güzel ayrıntılar vol.65845) Eve geldikleri sırada “Oğlumla tek başıma konuşucam” dediği zaman anlayışla herkes geri çekildi ama Nefes geri dönüp “Tahir gelmiyor musun?” dediği anda aslında onun basit bir soru niteliği taşımadığını hepimiz biliyorduk. Bu bir soru değil artık bu onların gerçek bir aile olduklarının kanıtıydı. Ve onlar bize aile olmak için nikah,yüzük ya da yatağın olması gerekmediğini gösterdiler.
Yiğit’in olgunluğu ise beni daha çok ağlattı. O küçücük yaşında yaşadıklarının yanında annesi gelmediğini için sevindiğini ve dayanabileceğini söyledi. Ya sen nasıl güzel bir çocuksun? Herkesin elini öperek vedalaştıktan sonra annesi ve kalbindeki babası Tahir abisine sarıldığında biz de ekran başında ağlama krizine girdik…Vedat, Nefes’in elinden Yiğit’i aldığı zaman Nefes’i de alabileceğini düşünmüştü ama beklediği gibi olmayacak. Nefes artık olduğundan daha güçlü ve oğlu için Tahir ile birlikte sana karşı savaşacak. Eminim kazanacaktır da…
Haftaya Sen Anlat Karadeniz 14.bölümde görüşmek üzere…