Şair Ceketli Çocuk: Kazım Koyuncu
7 Kasım 1971’de Artvin Hopa’da doğan ünlü müzisyen müziğe ortaokul yıllarında mandolin çalarak başladı. 1980’ li yılların sonunda üniversite eğitimi için İstanbul’a taşınarak daha yoğun müzikle ilgilenmeye başladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden siyasal nedenlerden dolayı ayrılan Kazım Koyuncu 90’lı yıllarda arkadaşları ile çeşitli yerlerde ufak çaplı konserler vermeye başladı.
Geleneksel Karadeniz müziği ile Rock’n Roll müziği sentezleyerek kendi tarzını yarattı.1993 yılında arkadaşları ile ‘Zuğaşi Berepe’ yani ‘Denizin Çocukları’ isimli bir grup kurdu ve bir yıl sonra ilk albümleri ‘Va Mişkunan’ı çıkardılar.İlk defa duyulan bir tarz olduğu için tepkiler olumluydu ve grup 1998 yılında ikinci albümlerini çıkardı ve bu albümden sonra dağıldılar.
2000’li yılların başında askere gidip gelen Koyuncu askerlik dönüşü ilk solo albüm çalışmalarına başladı ve 2001 yılında ‘Viya’ albümünü çıkardı.2002 yılında Gökhan Birben ile ‘Gülbeyaz’ dizisinin müziklerini yapmaya başladı ve dizinin bazı bölümlerinde de oynadı.Dizi çok iyi reytingler aldı ve müzikleri çok sevildi.Gülbeyaz dizisinden sonra Kemal Sahir Gürel ile ‘Sultan Makamı’ dizisinin de müziklerini yapmaya başladı.
Diziler ile daha çok parlayan Kazım Koyuncu’nun konserleri artık daha büyük kitlelerce izlenmeye başladı.2004 yılında ikinci solo albümü ‘Hayde’ çıktı ve yılın en çok satan albümlerinden oldu.
2004 yılının sonunda akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Babasına kanser haberini “Çok fiyakalı bir hastalığa yakalandım baba” diyerek veren müzisyene doktorlar kendisini yormaması gerektiğini söyledilerse bile o konserler vermeye devam etti.2005 yılında son konserini Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde verdi.Aynı yıl 25 Haziran’da Şişli’de vefat etti.Karadeniz’in Şair Ceketli Çocuğu doğduğu köyde defnedildi.
Ölümünden sonra 16 şarkının 4 tanesi konser kaydı, 4 tanesi demo kayıt,diğerleri farklı albümlerdeki şarkılardan oluşan ‘Dünyada Bir Yerdeyim’ albümü 2006 yılında çıktı.Kazım Koyuncu’nun hayatını anlatan ‘Yağmur-Kıyamet Çiçeği’ isimli bir sinema filmi çekildi.Son olarak Kazım Koyuncu’nun yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
“Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar ‘a, ateş hırsızlarına, Ernesto “Çe Guevara’ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.”