Kısa Cümlelerle Hislerimize Tercüman: Başak Buğday
Başak Buğday Kimdir?
İlk Ot Dergi ile tanıdık onu. Numaralandırdığı cümlelerle her hafta kabuk tutmuş yaraları kaldırıp kanatıyordu. Sonra çoğumuz belki de sadece onun köşesini okuyup o cümlelerde kendini bulmak için almaya başladı dergiyi. Başak Buğday‘dan bahsediyoruz evet. Kendisi sıcacık, samimi kalemiyle her ay ot dergi’de kendi köşesinde öyle bir bağladı ki bizi şimdi de asla vazgeçemiyoruz kendisini okumaktan. Hatta öyle ki birçoğumuzun başucu kitabı oldu “Ihlamur Günlükleri” kitabı. Hepimiz okurken; “ya evet aynen işte böyle hissediyorum” denilen duyguları “nasıl olur da bu kadar iyi tasvirleyebiliyor” diye hayrete düşüyoruz eminim.
Aynı adla kitap haline de gelen “Ihlamur Günlükleri”nin adının bu olmasının sebebi Başak Buğday’ın bu cümleleri Ihlamur Kasrı’nda yazmaya başlaması. “Nasıl yazmaya başladınız?” sorusuna da şöyle cevap veriyor bir röportajında Başak Buğday: “Kimsenin kimseyi dinlediği yok. Baktım ki konuşarak anlatamıyorum derdimi, yazmanın garantili mesafesine sığındım. Burası güzel.”
İyi ki de başlamış da hayatımıza Ihlamur Günlükleri’ni sokmuş, güzel kalpli, narin, kalbinden harika cümleler damlatan kadın! Yazının bundan sonraki kısmını cümleleri ameliyatlı yerlere vurduğu için aşk acısı çekenler okumasın diye uyarıyoruz. Sizin için en sevdiğimiz cümlelerinden görseller hazırladık, buyrun!
Günümüz aşklarına naif ama bir yandan da asilce gönderme de yapıyor:
Hayalet gibi hayatımıza girip kendini alıştırıp sonra da giden adam/kadınlara da bizim yerimize inceden inceden sitem ediyor:
O kadar haklı ki! o kadar haklı ki! Hepimiz bu konuda hemfikiriz değil mi? :
Çok naif bir sahiplenilmek isteme şekli değil mi? :
Hiç bu kadar ince sevdiniz de anladılar mı? Hı!
Hiçbirimiz böyle güzel kırılmadık ya da kırıldığımızı böyle güzel söyleyemedik.
Biz seni, okurken bizi böyle tespitlerle inceden ve içten içe kanattığın halde çok seviyoruz Başak Buğday. Bu nasıl bir tanım, bu nasıl bir benzetme! :
Yapar, hasreti çektiren bu vicdansızlığı da yapar! :
Finali hepinize tüm ayrılıklarınızı hatırlatarak yapıyoruz. Ayrılığın en zor kısmı da diğerlerine dert anlatmak olmalı çünkü. Tek cümleyle onu da anlatmış canım Başak Buğday :
Bunca yaşanmışlığı, kırgınlığı, aşkı, sevdayı, darılmayı bu kadar güzel bir şekilde tek bir cümlede anlatabilen başka kimse olmayacağından çok eminiz, diliyoruz ki sen ve kalemin hep varolur, seni seviyoruz!