12 Mart: İstiklâl Marşı’nın Kabulü

12 Mart: İstiklâl Marşı’nın Kabulü

İSTİKLAL MARŞI

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.”

Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı Hilal!
Kahraman ırkıma bir gül… Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin İstiklal!”

Mehmet Akif Ersoy

Tarihçe

Maarif Vekaleti, -şu anki ismiyle Milli Eğitim Bakanlığı- Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığını sembolize edecek ve İstiklal Savaşı‘nın anlam ve önemini anlatacak bir milli marş istediği 1921 yılının başlarında için bir yarışma düzenledi.

Yarışmaya gönderilen bütün şiirler okunacak ve en güzel Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Marşı kabul edilecek ve birinci olan şiirin sahibine 500 TL ödül verilecekti.

Ülkemiz hala işgal altında olduğu için, iletişim imkanları çok kısıtlıydı. Bu yüzden gazeteye bir ilan verdiler. İlanda ise şöyle yazıyordu:

“Şairlerimizin dikkatine:

Milletimizin dahili ve harici İstiklal uğruna girişmiş olduğu mücadeleyi ifade ve terennüm için bir İstiklal Marşı. Umur-u Maarif Vekili Celilesi’nce müsabakaya vazedilmiştir. İşbu müsabaka, 23 Kanun-u evvel sene 36 tarihine kadar olup bir heyeti edebiye tarafından gönderilen eserler arasından intihap edilecektir ve kabul edilen eserin güftesi için beş yüz lira mükafat verilecektir.

Ve yine laakal beş yüz lira tahsis edilecek olan beste için bilahare ayrıca bir müsabaka açılacaktır. Bütün müracaatlar Ankara’ da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekaletine yapılacaktır.”

Okuma-yazma seviyesi İstiklal Mücadelesi zamanında çok düşüktü. O yüzden yarışmaya düşük bir katılım bekleniyordu. ve beklenilen gibi oldu. 6 aylık bir süre sonunda sadece 724 şiir yarışamaya gönderildi.

Maarif Vekaleti, 724 şiiri değerlendirmek için bir komisyon oluşturdu. Şiirler tek tek okundu, içlerinden 6 tanesi çoğaltılarak milletvekillerine dağıtıldı.

Mehmet Akif Ersoy

‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.’

O dönemin milletvekillerinden olan Mehmet Akif Ersoy yarışmaya, para ödülü olduğu için katılmak istemedi. Bakan Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ersoy’a bir mektup yazarak yarışmaya mutlaka katılmasını ve para işinin 5 Şubat tarihine kadar halledileceğini söyledi. Ancak Ersoy Bakan’a; ‘Ben mebusum, yarışmaya katılmam. Ama çok istiyorsanız bir şiir yazıp size veririm.’ diye para konusunda hassasiyetini belirterek “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği bir şiiri yazıp gönderdi.

Bakan tarafından çok beğenilen şiir, sona kalan 6 şiire eklenerek yarışmaya dahil edildi ve 12 Mart 1921 tarihinde oylamalar sonucu Mehmet Akif Ersoy’un “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği şiir, en anlamlı ve en beğenilen şiir olduğu için birinci oldu.

İstiklal Marşı olarak isimlendirilen şiir Meclis kürsüsünde birkaç kez büyük bir coşkuyla okundu, ayakta alkışlandı.

Meclis yetkilileri, birinci olan Ersoy’a ödülü olan 500 TL’yi vermek için gittiklerinde Ersoy, maddi durumu iyi olmadığı halde parayı asla kabul etmeyeceğini, hakkı olmadığını söyleyerek  geri çevirdi. Ancak yetkililer bu paranın devlet kasasında tutulamayacağını ve isterse başka bir yere bağışlayabileceğini söylediler. Bunun üzerine Ersoy, yarışmadan kazandığı 500 TL’yi alarak hastanede yatan gazilere bağışladı.

İstiklal Marşı’nın bestelenmesi için ikinci bir yarışma daha düzenlendi. Osman Zeki Üngör’ün 1922 yılında yaptığı beste kabul edilerek birinci seçildi ve on kıtalık İstiklal Marşı’nın ilk kıtasının bestesi bugünkü halini aldı.

Zeynep Haskırış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir