Depresyonun Kaynağı Duygularımız Mı Yoksa Düşüncelerimiz Mi?

Depresyonun Kaynağı Duygularımız Mı Yoksa Düşüncelerimiz Mi?

Depresyon hayatta hepimizin en az bir kere deneyimlediği ya da deneyimlediğimizi sandığı bir kavram.

Depresyondayken moraliniz bozulur, kendinize saygınız azalır, isteğiniz azalır, hareket etmek istemezsiniz. Tam anlamıyla kendinizi dibe vurmuş hissedersiniz.

Sanılanın aksine depresyon duygusal bir rahatsızlık değildir. Sahip olduğumuz kötü hisler, çarpıtılmış olumsuz düşüncelerin bir ürünüdür. Depresif belirtilerin ortaya çıkmasında mantık dışı kötümser düşüncelerin rolü vardır.

Yoğun olumsuz düşüncelere genellikle depresif durum ya da acı veren duygular eşlik eder. İyi hissettiğimiz zamanki düşüncelerimizle karamsar düşüncelerimiz birbirinden farklıdır.

Duygular güncel olaylarla değil düşüncelerle oluşturulur.Bize acı veren duygularımızın asıl nedeni beynimizi istila eden olumsuz düşüncelerdir.

Eğer olup bitenleri doğru anlarsanız hisleriniz de normal olur.Ama algılarınız saptırılmışsa ve çarpıtılmışsa hisleriniz de anormal olur.Depresyon da zihinsel çarpıtmanın bir sonucudur.

Depresyonun Temelini Oluşturan 10 Bilişsel Çarpıtma

1-Hep ya da Hiç Düşüncesi

Kişisel özellikleri ya siyah ya da beyaz olarak görülmesidir.Mükemmelliyetçiliğin temelini oluşturur.

Kişi herhangi bir hatadan korkar.Hata yaptığında ya da başarısız olduğunda kendini yetersiz, değersiz, beceriksiz hisseder.

Bu düşünce gerçek dışıdır çünkü hayat siyah ya da beyaz diyeceğimiz kadar keskin sınırlara çoğu zaman sahip değildir.Hiç kimse bütünüyle zeki ya da tamamen aptal değildir.

2-Aşırı Genelleme

Tek bir olumsuzluğu hiç bitmeyecek bir başarısızlık olarak görürsünüz ya da başınıza gelen kötü bir olayı sürekli yaşıyormuşsunuz gibi genellersiniz.

Aşırı genellemeyle ilgili bir psikologun anlatımı; Depresyon geçirmekte olan bir satış görevlisi arabasının camındaki kuş pisliğini görüp, ‘Bu benim şansım.Kuşlar hep benim arabamı buluyor.’ Demişti. Bu adamın geçmişini sorguladığımda ise yirmi yıldır yaptığı seyahatlerde, bunun dışında camına kuş pislediğini anımsamadı.

3-Zihinsel Filtre

Olaydaki olumsuz bir ayrıntının üzerine odaklanarak tüm olayın olumsuzmuş gibi düşünülmesidir.

Depresyondaki bir kişi en iyi arkadaşıyla dalga geçildiğini duyar, sinirlenir çünkü düşüncesi ‘Bütün insanlar acımasız ve duyarsızdır.’ Şeklinde gelişir.

Kişi depresyonda olumlu her şeyi filtreleyen bir gözlük takmıştır. Olumsuz şeyler dikkatinizi çeker ve odaklanırsınız. Bu zihinsel filtlerinin farkında olmadığınızdan her şeyin olumsuz olduğuna karar verirsiniz.

4-Olumluyu Geçersiz Kılmak

Bazı depresif kişilerin olumlu deneyimleri sürekli olarak olumsuza çevirmesidir.

Depresyondaki kişiler bir mutluluğu anında duygusal bir kurşuna çevirebilirler.

Bunun basit örneği övgülere verdiğimiz tepkilerdir. Biri işinizi ya da görünüşünüzü takdir ettiğinde kendinize ‘Sadece kibar olmaya çalışıyor.’ Cevabını verebilirsiniz. Bu güzel övgüyü zihinsel olarak diskalifiye edersiniz.

Bilimsel çarpıtmaların en yıkıcısıdır.Olumsuz olay yaşadığınızda, bu olayları kendinizi doğrulamak için kanıt olarak kullanırsınız. Olumlu bir olayı ise ‘tesadüf’ olarak yorumlar, sayılmaz dersiniz.

5-Sonuçlara Atlamak

Durumun gerçekleriyle bağdaşmayan olumsuz sonuca atlarsınız.

Zihin Okumak: Başka insanların sizinle ilgili ne düşündüklerini belirleyip bir kanıya varıp buna karşılık tepkiler vermenizdir.

Falcılık Yapmak: Kötü bir şey olacağını düşünerek gerçekçi olmamasına rağmen bu tahmini doğru kabul etmektir.

6-Büyütme ve Küçültme

Büyütme kendi hatalarımız, başarısızlıklarımız, korkularımız ya da kusurlarımıza bakıp çok önemliymiş gibi büyütmemiz sonucu ortaya çıkar.Başkalarının başarısını da abartabilir gözünüzde büyütebilirsiniz.

Küçültme ise kendi başarılarımıza ya da başkalarının kusurlarına yaptığımız bir hiledir.Kendi başarılarımızı küçümseriz.Başkalarının kusurlarını minicik kalana kadar küçültürüz.

7-Duygusal Kararlar

Olumsuz hislerinizi aslında gerçeğin kanıtı olarak kabul edersiniz.

Mantık ‘Kendimi başarısız hissediyorum o zaman ben başarısızım.’ Şeklinde işler.

8-‘-meli –malı’ Cümleleri

‘Şunu da yapmalıyım, etmeliyim.’ Gibi cümlelerle kendini motive etmeye çalışabilir insan. Ama bu cümleler ve fikirler kişide baskı ve öfke yaratır. Tam tersine ilgisiz ve isteksiz kalabilirsiniz.

Davranışlar standart altına düştüğünde ‘-meli, -malı’ cümleleri kişide utanç ve suçluluk yaratabilir.Performansınız beklenenin altına düştüğünde kendinizi kızgın ve azarlamaya eğilimli hissedersiniz.

9-Etiketleme

Hatalarınıza dayanarak kendinizi tamamen olumsuz bir şekilde yargılamanızdır.Aşırı genellemenin ilerlemiş halidir.

‘Kişinin ölçüsü, yaptığı hatalardır.’ Felsefesi temelini oluşturur.

Örneğin misafirler için hazırladığınız yemeklerden birine az tuz koyduğunuzda ‘Tuzu az koymuşum.’ Demek yerine ‘Ben doğuştan beceriksizim.’ Dersiniz.

Hem yıkıcı hem de mantıksızdır.Kimse yaptığı tek bir şeyle ölçülemez.Hayat karmaşık ve sürekli değişen düşünceler, duygular ve hareketler akışıdır.

10-Kişiselleştirme

Ortada hiçbir neden yokken olumsuz bir olayın sorumluluğunu sahiplenirsiniz. Olayda hiçbir sorumluluğunuz yokken olanların sizin suçunuz olduğunu ve yetersizliğinizden kaynaklandığı sonucuna varırsınız.

Daha detaylı bilgi edinmek isteyenler Dr. David Burns İyi Hissetmek adlı kitabı okuyabilirler.

Kbuse

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir