Cümlelerinden Kan Damlayan Yazar: Tess Gerritsen
Çin asıllı Dr. Tess Gerritsen’in kaleminin tadını alan ondan kolay kolay vazgeçemiyor. Cümleleriyle sizi geriyor, kurgusuyla aklınızı başından alıyor.
12 Haziran 1963 doğumlu Tess Gerritsen California University’den mezun bir doktor. Hawaii’de stajını tamamladıktan sonra doğum iznine ayrıldığı dönem ilk romanı, romantik-gerilim türünde olan Gece yarısından Sonra‘yı yazmıştır.
İlk tıbbi gerilim romanı olan Hasat’ı, New York Times en çok satan kitap olarak tanıtmıştır. Yazar, Hasat’tan sonra yazdığı bütün tıbbi gerilim romanlarıyla çok satanlar listesinde başı çekmiştir. Dünya çapında büyük bir başarı kazanan Tess Gerritsen doktorluk kariyerini bırakarak yazmaya odaklanmıştır.
Yazar, kaleme aldığı “Rizzoli & Isles” serisi ile 33 dile çevrilerek çok büyük bir başarıya imza atmıştır. Daha sonra bu seri aynı isimle bir diziye öncelik etmiştir.
Rizzoli & Isles serisine ait kitaplar;
Cerrah – The Surgeon (2001)
Çırak – The Apprentice (2002)
Günahkar – The Sinner (2003)
İkiz Bedenler – Body Double (2004)
Siliniş – Vanish (2005)
Mefisto Kulübü – The Mephisto Club (2006)
Ruh Koleksiyoncusu – The Keepsake (2008)
Buz Gibi Soğuk – Ice Cold (US) / The Killing Place (UK) (2010)
Sessiz Kız – The Silent Girl (2011)
Sona Kalan – Last to Die (2012)
Diriliş – Die Again (2014)
-
Gece Yarısından Sonra
Herkes onun, o ise gerçeğin peşindeydi.
Bir gece yarısı Sarah Fontaine yaklaşan tehlikenin habercisiymiş gibi çalan telefonun sesiyle uyanır ve bir kadının alabileceği en kötü haberi alır: Henüz iki aydır evli olduğu Geoffrey Fontaine, Berlin’de bir otel odasında çıkan yangında ölü bulunmuştur.
Bu olayın acı olduğu kadar tuhaf bir yanı vardır; Sarah kocasının Berlin’de değil, Londra’da olduğunu sanıyordur.
Aldığı haberle yıkılan ve kocasının öldüğüne inanmayan genç kadın ipuçlarının peşinden gitmek üzere Amerika’dan Avrupa’ya uzanan tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Bu macerada kendisini karmaşık bir casusluk ağının ortasında bulan Sarah kocasıyla ilgili gerçeklere ulaşabilecek midir?
-
Hasat
Küçük bir kasabada doğmasına ve yoksul bir aileden gelmesine karşın Abby DiMatteo koleji bitirir ve tıp fakültesine girer. Elde ettiği her başarı onu daha yükseğe çıkma konusunda kamçılar. Tıp fakültesinin cerrahi bölümündeki ikinci yılındayken hastanenin kalp nakli takımına güçlü bir aday olarak gösterilir. Fakat Abby önemli bir kara vererek yükseltmekte olan kariyerini tehlikeye atar. Bir araba kazasında ölen birinin sağlıklı kalbi, kırk altı yaşında zengin bir hastan olan Nin Voss’a nakledilmek üzeredir. Fakat başhekim Vivian Chao ve Abby bu kalbi on yedi yaşındaki başka bir genç hastaya nakletmek için plan kurarlar. Bu büyük tepkilere neden olur, fakat sonunda Nina için de bir kalp bulunur.
-
İkiz Bedenler
Dr. Maura Isles, geçimini kadavraları incelemekle sağlamaktadır. Metropolitan City’de patoloji uzmanı olarak çalışan Isle, normal bir insanın hayatında göremeyeceğinden çok daha fazla ceset -bunların çoğu hunharca katledilmiş insanların cesetleridir- görmüştür. Fakat daha önce hiç kanının çekildiği, dona kaldığı, tansiyonunun düştüğü bir vakayla karşılaşmamış olan Maura’nın karşısındaki cesedin duruşu bile onu korkutmaya yetmiştir. Çünkü daha önce önünde uzanan cesetlerden hiçbiri onun cesedi olmamıştır.
Her şey ortadadır. Gözleri önünde yatan cesetten daha gerçek bir delil yoktur. Jane Rizzoli cesedi Maura’nın evinin önünde bulunduğunu söyler. Cesetteki tüm uzuvlar Maura’nınkilerle örtüşmektedir. Daha da korkunç olanı, Maura’nın ve cesedin doğum tarihi ve kan grubu aynıdır. Şoktaki Maura için son seçenek DNA testi olacaktır. Fakat testin sonucu daha da şoke edicidir: Ceset Maura’nın ikiz kardeşidir.
Şimdiden karanlık, tehlikeli ve rahatsız edici bir cinayet davasına dönen olay arkasında birçok karanlık sırrı da barındırmaktadır.
-
Gölgesizlerin Tutkulu Dansı
Kimi zaman benzerlikler, kimi zaman da zıtlıklar bizleri birleştirendir.
Tesadüf eseri aynı anda, aynı yerde farklı amaçlarla bulunan iki gölgesiz…
Servet değerindeki sanat eserleriyle yüklü olduğu söylenen bir gemi ve gemideki masum insanların katledilişi…
Eski sevgilinin aşığına yazdığı mektuplar…
Kazanç elde etmek için her yolu mubah gören bir adam…
Tüm bu karmaşaların ortasında kaderin bir araya getirdiği iki yabancı, masumiyetlerini ispat etmeye çabalarken bizleri komplo, trajedi ve tutkulu bir aşkın içine çekerek, heyecan dolu bir maceraya sürüklüyor.
-
Siliniş
Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası dedektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston’lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar!
Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır. Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli’dir.
Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir? Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane’in kocası FBI ajanı Gabriel Dean’le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar.
Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır.
Tabii eğer hayatta kalırsa…
-
Bıçak Sırtı
Hangisi daha korkunç?
Sevdiğiniz birini mi kaybetmek, yoksa uğruna her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunuz hayallerinizi mi?
Mesleğinin henüz başlarında, genç bir doktor olmasına rağmen başarılarla dolu, kusursuz bir sicile sahip olan Kate, en son girdiği ameliyattan hem sevdiği bir insanı hem de gelecek hayallerini masada bırakarak çıkar. Sorunsuz olması beklenen ameliyat, anlaşılmaz bir şekilde tam bir kâbusa dönüşmüştür ve önce hastanın yakınları, sonra da hastane yönetimi bu kâbustan Kate’i sorumlu tutmaktadır. Öte yandan, bütün bunlardan habersiz ortaya çıkan bir katil, elinde bir liste, hastane personelini teker teker avlamaya başlar ve onu gören, elinden kurtulan tek insan olarak Kate bu listenin en tepesinde yer almaktadır.
Bütün oklar ona çevrilmişken, bütün deliller ve zaman onun aleyhine işlerken Kate, hem ensesinde nefesini hissettiği acımasız bir katilden kaçmak hem de kaybetmeye mahkum göründüğü bir davayı çözüme ulaştırmak zorundadır.
-
Yörünge
Parlak bir araştırmacı olan Dr. Emma Watson, yaşamı boyunca düşlediği bir göreve seçilmiştir. Ağırlıksız ortamın farklı canlı türleri üzerindeki etkilerini incelemek için Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilir. Fakat organizmaları, yer çekimi engelinin ortadan kalkmasıyla kontrolden çıkabileceği kimsenin aklına gelmemiştir.
Deney, çok geçmeden ölümcül bir savaşa dönüşür ve zaman hızla tükenirken, mürettetbat bu benzersiz düşmana karşı koymanın yollarını arar. Genetik bilimin gizemli derinliklerinden, uzayın büyüleyici sonsuzluğuna uzanan baş döndürücü bir yolculuk başlamıştır. Yörünge’de, inanılmaz tehlikelere göğüs gererek insanlığın en büyük düşlerinden birini gerçekleştirmiş astronotların şaşırtıcı deneyimlerine tanık olacaksınız.
-
Masumiyetin İçin Savaş
Masum olduğu kanıtlanana kadar o bir suçluydu…
Miranda Wood evine geldiğinde, ayrılmak istediği yasak aşkını yatağında ölü bulur. O şimdi insanların gözünde hem tanık hem de şüpheli durumundadır. Kimliği belirsiz bir adam tarafından kefaleti ödendiğinde ise dikkatleri daha da üzerine çeker.
Miranda suçsuzluğunu ispatlamak için çabaladıkça, kendisini karanlık bir bataklığın içinde bulur. Şantaj ve sıra dışı skandallar ortaya çıktıkça gerçeğe daha da yaklaştığını hisseden Miranda, katil tarafından takip edildiğini fark eder. O, katil için büyük bir tehlikedir ve bu tehlikenin ortadan kaldırılması gerekiyordur… Masumiyetini kanıtlamak için verdiği mücadelede sevgilisinin hayatına dair öğrendiği sırlar Miranda’nın kurtuluşu olabilecek midir?
-
Sona Kalan
Herkesin yarası vardır, ama bazılarınınki daha belirgindir.
Bambaşka hayatlara ait Claire, Will ve Teddy adında üç masum çocuğun yolları bir anda, hiç beklenmedik bir trajediyle kesişir. Önce aileleri, ardından koruyucu aileleri katledilen bu çocuklar için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Peki, onları bir araya getiren bu sarsıcı olaylar bir rastlantı mı yoksa birbirleriyle bağlantılı gerçeklerin önemli bir halkası mıdır?
Jane Rizzoli ile Maura Isles, katledilen ailelerle ilgili araştırmalarını derinleştirdikçe uzayan sır perdesini aralayabilecek, bu çocukları bekleyen korkunç kaderi değiştirebilecekler midir?
-
Kemik Bahçesi
Günümüzde ortaya çıkan geçmişe ait kemikler…
Söylenmemiş, çarpık, uğursuz gölgelerin dolaştığı uzak bir zaman diliminde yaşanan çözülmemiş sırlar…
Cesur, kanlı ve zekice…
Boston / 1830
Boston Tıp Okulu’nda okuyan yetenekli ama yoksul öğrenci Norris Marshall eğitimini karşılamak için o bölgenin “mezar soyucuları” arasına katılır… Yine de bu korkunç ticaret, üniversite hastanesinin bahçesinde delik deşik edilerek öldürülen bir hemşirenin şok eden cinayeti karşısında önemsizdir.
Günümüz.
Julia Hamill, Massachusetts’in kırsal kesimlerinde yer alan yeni evinin bahçesinde dehşet verici bir şey keşfetti: kayalık arazinin içine gömülmüş bir kafatası… –Adli tabip Maura Isles’ın görüşüne göre, üzerinde cinayetin belirgin izlerini taşımakta. Bu isimsiz kadının kim olduğu ve başına ne geldiğiyse geçmişe ait bilgilerde saklı.
-
Buz Gibi Soğuk
Bir tıp konferansı için Wyoming’e giden adli tabip Maura Isles, hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte bir kayak merkezinde geçirmeye karar verir. Ancak korkunç kar yağışı altında araçları devrilir ve ıssız dağ yolunda mahsur kalırlar. Yürüyerek ulaştıkları on hanelik köy ilk bakışta tamamen terk edilmiş gibi görünse de, sofralarda dokunulmadan bırakılmış yemekler, garajlardaki arabalar, ölüme terk edilmiş evcil hayvanlar burada bambaşka, esrarengiz olayların yaşandığını düşündürmektedir.
Maura’dan haber alamayan ve onun peşinden bu köye gelen dedektif Jane Rizzoli, arkadaşının izine rastlayamasa da karların altında tüyler ürpertici bir başka gerçeği keşfeder.
-
Günahkar
Tess Gerritsen, zihninin karanlık kuytularında gezinen tüyler ürpertici ve kafa karıştıran cinayet kurgularını, Günahkar adlı romanında ustaca kaleme almış. Dünya döndükçe son bulmayacak olan iyi ve kötü arasındaki savaşı, ustaca şekillendirdiği karakterleriyle sahneye koyan Gerritsen korkuyu, son derece başarılı bir gerilim romanı olan Günahkar ile okuyucuların kalbine salıyor.
-
Ateşin Şarkısı
Üç yaşındaki kızının saldırısına uğradığında Julia’nın hissettiği tam da budur. Genç kadın, dünyalar tatlısı kızı Lily’ye ne olduğunu anlayamaz, ama onu bu hale neyin getirdiğini biliyordur. Ya da bildiğini sanıyordur.
“Her şey o zaman değişti işte. Kâbus o zaman başladı. Incendio’yu ilk çaldığım zaman.
Bu müzikle ilgili bir şey hayatımıza bulaştı ve kızımı, her gördüğümde kanımı donduran birine dönüştürdü.”
Julia, bir antikacıda bulduğu Incendio adlı bestenin, kızı üzerindeki ürkütücü etkisinin sırrını çözmek zorundadır. Bu uğurda yalnızlığı göze alıp, yabancı bir şehrin karanlık geçmişine uzanan sokaklarında kaybolsa bile.
-
Ruhundaki Zehirle Yüzleş
İlk ceset tam bir muammadır.
Kız genç ve güzeldi. Üzerinde, bir telefon numarası karalanmış kibrit kutusu dışında bir delil bulunamamıştı.
Sonraki ceset bir uyarı…
İkinci cesedin ardından adli tıp uzmanı Kat, şehrin sokaklarında acımasızca dolaşan bir seri katilin varlığından endişe eder. Fakat ne polis ne de belediye başkanı onunla aynı düşüncededir, çünkü Kat’in şüphelendiği kişi şehrin en tanınmış isimlerindendir.
Peki sıradaki ceset… Kendisi olabilir mi?
Ölü sayısının artması üzerine Kat, katili ortaya çıkarmak için harekete geçer. Fakat katil sandığından daha da yakınındadır. Kat’in ona doğru attığı her adım acaba kendi sonunu mu getirecektir?
-
Diriliş
“Bir daha yaşayabilmek için iki kere ölen benim.”
Her şey, usta bir avcı olan Leon Gott’un, evinin garajında ölü bulunmasıyla başlar. Dedektif Rizzoli ve Doktor Isles bu esrarengiz ölümün detaylarını araştırdıkça aralarında benzerlikler bulunan diğer vakalara ulaşırlar. Nihayetinde, yaptıkları araştırma onları altı yıl önce bir safari sırasında Afrika’da işlenen turist cinayetlerine kadar götürür.
Gözü pek ikilinin, katliamların ardındaki sır perdesini kaldırmak için o lanetli safariden kurtulabilen tek kişiye, Millie Jacobson’a ulaşmaları gerekir. Ancak genç kadın hâlâ tehlikede olduğunu düşünmektedir ve hayatta kalma mücadelesi vererek geçirdiği günleri hatırlamak istemiyordur. Bu yüzden Rizzoli ve Isles için, Millie’yi ikna etmek ve bu sıra dışı cinayetleri aydınlatmak düşündükleri kadar kolay olmayacaktır.
-
Bir Sırrım Var
Korku filmi yapımcısı genç bir kadınla, bekâr bir muhasebecinin cesedi bulunduğunda bu iki farklı cinayeti birbirine bağlayan hiçbir kanıt yoktur ortada. Cesetlerde belirgin yaralar bulunsa da ölüm sebebi belli değildir. Adli tabip Maura Isles bu iki cinayetin birbirine bağlı olabileceğini düşününce, dedektif Jane Rizzoli hummalı bir araştırmaya girişir.
Soruşturma geçmişte büyük bir taciz vakasının kurbanı olan genç bir kadına, gerçek bir hikâyeye dayanması muhtemel bir korku filmine, gaddar ve sıra dışı ölümlere maruz kalmış azizlere doğru genişler. Rizzoli ile Isles tam katili köşeye sıkıştırdıklarını düşündüklerinde çok uzun süre saklı kalmış bir sır yüzeye çıkıp başka masumların da hayatını tehdit etmeye başlar.
-
Kayıp Kızlar
Genç, güzel bir kadının cesedi çöplerle dolu, dar bir geçitte bulunur. Adli tıp uzmanı Kat Novak’ın önüne gelen isimsiz cesedin avucunda üzerine yedi rakam karalanmış bir kibrit kutusu vardır.
İkinci kurban bulunduğunda Kat Novak ölümcül bir ilaçla sokaklarda dolaşan seri bir katilin varlığından şüphelenir. Polis kenar mahallelerde gerçekleşen bu ölümleri ciddiye almıyor gibidir, belediye başkanı da Kat Novak’ı dinlemeye hevesli değildir. Kendi kızı da kayıp olan, ilaç şirketi sahibi Adam Quantrell, Kat’in şüphelilerinden biridir.
Kat ölümleri durdurmaya kararlıdır ancak çok geçmeden kendi hayatının da tehlikede olduğunu anlayacaktır.
-
Ucubeler
Terk edilmiş kilisede genç bir kadının cesedi bulunur. Kiliseden gelen çığlıkları duyan biri polise haber vermiştir. Bir deri bir kemik kalmış genç kadının adı Kimberly Rayner’dır ve görünüşe göre biri onu boğarak öldürmüştür. Katil aynı kilisede, bir tabutta uyuyan “ucube” Lucas Henry midir? Bu sorunun cevabını ancak Jane Rizzoli ve Maura Isles verebilir…
-
Ruh Koleksiyoncusu
Boston’da bir müzenin bodrumunda iki bin yaşında olduğu sanılan bir mumyanın keşfi kamuoyunda büyük ilgi uyandırır. Ancak bilgisayarlı tomografi taraması, mumyanın bacağında iki bin yıl öncesine ait olamayacak bir cisim ortaya çıkarır: Bir kurşun.
Dedektif Jane Rizzoli ile adli tıp uzmanı Maura Isles’ın yolları bir kez daha kesişiyor. Arkeoloji Katili’ni yakalayamazlarsa vahşi cinayetler son bulmayacak.
-
Sessiz Kız
Bostondaki Çin Mahallesinde kesik bir el bulunur. Ardından bir binanın çatısında da elin sahibi. Simsiyah giyinmiş bir kadındır bu ve boğazı bir kılıçla kesilmiştir. Cesedin yanında bulunan susturuculu silah ise akla kiralık katil olasılığını getirmektedir.
Araştırmaları Maura Isles ile Jane Rizzoliyi on dokuz yıl önce Çin Mahallesindeki bir restoranda yaşanan tüyler ürpertici bir katliama ve bu katliamla bağlantılı görünen kayıp kızlara götürür. Tanıklıklarına başvuramadıkları bu kızlardan biri bütün olayların kilit noktasındadır ve söyleyecek çok şeyi vardır.
-
Aşk Ölümden Uyanıştır
Önce hayatını birleştireceği insan tarafından düğün günü terk edildi, ardından henüz yaşadığı şoku atlatamamışken büyük bir gürültüyle gerçekleşen patlamadan kıl payı kurtuldu. Peki Nina’nın başına gelen bütün bu olaylar bir tesadüf müydü? Yoksa bunların arkasında kimsenin bilmediği acımasız sırlar mı vardı?
Tecrübeli dedektif Sam Navarro tam da bu gerçeği bulmalıdır, hem de hiç vakit kaybetmeden. Nina ve Sam olayların peşine düştüğünde karabasan gibi üzerlerine çöken, son derece keskin bir zekâya sahip, tehlikeli ve gözü dönmüş bir ruh hastasıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.
-
Karanlığın Ayak İzleri
Ölenler yalnızca insanlardır, geçmiş sonsuza dek yaşamaya devam eder.
Beryl Tavistock küçük bir çocukken, M16 ajanı olan anne ve babası kimliği belirsiz kişilerce öldürülür ve cinayetin ardındaki gerçekler örtbas edilir. Yıllar sonra, kendisi de emekli bir ajan olan amcası Hugh’un verdiği bir partide Beryl bunun basit bir casusluk vakasından ibaret olmadığını öğrenir. Aynı partide eski bir CIA ajanı olan Richard Wolf’la tanışması onun için dönüm noktası olur. Genç kadın, ailesinin ölümünün ardındaki sırları Richard’la birlikte bulmak üzere yola koyulur. Geçmişin ayak izlerini takip ederken kendilerini bekleyen tehlikenin de ötesinde, adım adım aşka yaklaştıklarından habersizdirler.
Kitapları milyonlar satan, dünyaca ünlü yazar Tess Gerritsen’in kaleminden sayfalara dökülen macera, gerilim ve romantizmle örülü bu tehlikeli takip sizi içine hapsedecek.
-
Proje: Ölümcül Virüs
Her şey aydınlanacak; hayatta kalmayı başarırsak…
Yağmurlu bir gecede yakın arkadaşıyla buluşmak üzere yola çıkan Cathy’nin yaşamı, aniden hayatına giren Victor’la tamamen değişir. Arabasıyla çarptığı bu adam, önemli bir biyokimyagerdir ve insanlığı tehdit eden tehlikeli bir bilgiye sahiptir.
Bir kaza sonucunda yolları kesişen bu ikiliyi çetin bir kaçış ve kovalamaca beklemektedir, çünkü onlar, derin devletin acımasız hedefine ulaşmasındaki en büyük engeldir… Cathy ve Victor’u zor zamanlar beklemektedir.
-
Asla Arkana Bakma
Hayat insanı yalanlara alıştırabilir ama ben içimdeki sesi dinleyip bu sahte dünyanın dışına çıkacağım…
O ses ısrarla ölmediğini söylüyordu; efsanevi pilot Wild Bill Maitland, yani babam, acımasızca hazırlanmış bir oyuna alet edilmiş olabilir miydi? Yaşanan trajedinin üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen gerçekleri gün yüzüne çıkarmalıydım; daha dün gibi hissettiğim hüznü dindirmemin tek yolu buydu. Ama izlerin peşine düştükçe birileri hunharca öldürülüyor, geçmişe doğru attığım her adımda biraz daha dibe çöküyordum. Tek başımaydım, güçsüzdüm ve etrafımda güvenebileceğim kimse yoktu; ta ki onunla karşılaşana kadar…
Romanları dünyada milyonlarca okuyucuya ulaşmış usta yazar Tess Gerritsen, alışık olduğumuz tarzının dışına çıkarak bizleri bambaşka bir yönüyle tanıştırıyor. İçine romantizm de serptiği macera yüklü kitabı Asla Arkana Bakma heyecan ve gerilimin sınırlarını zorluyor.
-
Mefisto Kulübü
Şeytan’ın varlığı bir gerçek. Şeytan caddelerde aramızda yürüyor. Ve Şeytan, sinsice aramıza karışıp şekilden şekile giriyor…
Beacon Hill’de bir grup insan Şeytan’ı her yönüyle analiz etmeyi amaçlıyordu. Şeytan, bilimsel olarak açıklanabilir miydi? Fiziksel bir görünüşü var mıydı? İblisler yeryüzünde geziniyorlar mıydı? Tarihin karanlıkta kalan yönlerinin, açıklanamayan olay ve sembollerinin mistik cazibesine kapılan Mefisto Kulubü üyeleri şu teoriyi kanıtlamaya çalışıyordu: Şeytan aslında içimizde…
Eşiklerine bırakılan dehşet verici ceset, birilerinin ya da “bir şey”in şehirde kendine kurban aramak için kol gezdiğinin açık bir işaretiydi. Kulüp üyelerinin kanıtlamaya uğraştıkları teori, artık onlar için büyük bir tehlike ve korku kaynağıydı. Bu acımasız katil aralarından biri olabilir miydi? Ya da istemeden Şeytan’ın gizlendiği karanlıktan çıkmasına mı yol açmışlardı. Bu kafa karıştırıcı ve sıradışı olayları derinlemesine araştıran Maura ve Jane kötülüğün kalbine doğru dönüşü olmayan, dehşet verici bir yolculuğa çıkarlar. Kariyerleri boyunca karşılaştıkları en sadist düşmanla yüz yüze gelmek üzeredirler. Üstelik bu düşman bir başlangıç yapmıştır, henüz…
-
Gece Nöbeti
Bir yanda büyük şehir hastanelerinin baş döndürücü kalabalığında kazanılan deneyim ve başarılar; diğer yanda küçük bir kasabanın acil servisinde, mezarlık vardiyası da denen sakin gece nöbetleri.
Bir yanda gece yarısı anlaşılamayan bir nedenle hastaneye bırakıldıktan sonra kaybolan yaşlı bir adam; diğer yanda her şeyden habersiz, patlamaya hazır birer saatli bomba gibi sokaklarda dolaşan kadınlar.
Bir yanda bakıma muhtaç yaşlı bir anne, mutsuz bir kızkardeş ve parçalanmak üzere olan bir aile;diğer yanda kuşkular üzerine kurulu, kaçamak bir aşk.
Ve hepsinin ortasında tek başına bir kadın doktor: Toby Harper. Başta mesleki itibarını kurtarmak için giriştiği onur mücadelesi, bir süre sonra karanlık güçlerin de dahil olmasıyla, ölümcül bir kedi fare oyununa dönüşüyor. Kayıp bir hastanın peşinde, kendisini tehlikenin tam ortasında bulan Toby Harper’ın heyecan dolu hikâyesi beklenmedik sonuyla kanınızı donduracak.
-
Kan Gölü
Dr Claire Elliot, Locust Gölünün sakin sularının kenarında huzurlu bir tatil kasabası olan Tranquility’yi görür görmez, genç oğlu Noah’ı metropolün tehlikelerinden uzak tutabileceği ve babasının ölümünün açmış olduğu yaraların kapanabileceği bir yer olduğuna karar verir. Ne var ki kışın başlamasıyla beraber Claire’in kariyerini tehlikeye sokan bir haber gelir: hastalarından biri, genç bir çocuk, akıl almaz bir katliam gerçekleştirmiştir. Claire’le beraber bütün Tranquility’nin yakında fark edeceği gibi, bu olay, kasabanın gençleri arasında hızla yayılacak bir cinayet salgınının yalnızca başlangıcıdır.Kasabanın gençleri çığrından çıkıp da kasabanın büyükleri onu suçlamaya başlayınca, Claire korkunç bir gerçeğin farkına varır: kasaba bu garip şiddet salgınıyla ilk olarak sarsılmıyor! Görünüşe göre, Tranquility’nin çocukları her elli yılda bir, cinayet işlemeye varacak şiddet gösterilerinde bulunuyormuş. Claire bütün bunların altında tıbbi bir açıklamanın yattığını düşünür ve Locust Gölünün korkunç bir tehlike barındırdığına inanmaya başlar. Traquility’yi ve kendi oğlunu tahlikeden korumak için elinden geleni yapmaya kararlıdır.
-
Cerrah
Dr. Catherine Cordell Savannah’da seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Boston’dadır. Ancak başka bir katil bu kentte de gerilim yaratmaktadır.
Kadınların rahimlerini kesip alan ve korkunç işkencelere tabi tutan adama Cerrah adı verilmektedir. Catherine Cordell birdenbire bu katilin de hedefi haline gelecektir.
Çok satanlar listesinin müdavimlerinden Tess Gerritsen’in insan bedenini ve ruhunu en ince ayrıntısına kadar tarif ettiği tıbbî gerilim romanlarından beşincisi olan “Cerrah”, inandırıcı kahramanları, sürükleyici diyalogları ve sürekli tırmanan gerilim duygusuyla bu türü sevenlerin hayran olacağı tarzda bir roman. Doğan Kitap’ın yılın gerilim romanı olmasını beklediği “Cerrah”da Gerritsen tıpkı kahramanının neşterini kullandığı gibi kalemini ustaca oynatıyor.
-
Çırak
Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katilin yöntemlerinin Cerrahınkilere olan benzerliği ürkütücüdür.
Davayla ilgili herkesten daha çok şey bilen gizemli bir FBI ajanının ortaya çıkışı Rizzoli’nin işini kolaylaştırmaktan çok daha da zorlaştıracaktır. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağının yardımı olmadan tek başına savaşmak zorunda olan dedektif, korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşip Cerraha ve “çırağına” meydan okumaya hazırlanmaktadır.