6 Mayıs 1972: Yaşama Dair Umutlarımız Karardı

6 Mayıs 1972: Yaşama Dair Umutlarımız Karardı

Rengi kirli takvim yaprakları 6 Mayıs 1972’yi gösterdiğinde, Ankara belki de tarihindeki en karanlık günlerden birine başladı. Gökyüzünde ağır bir ağıt başladı ve tüm ülkenin sokaklarını esir aldı. Nereye çevrilse başlar ve dikkat kesilse kulaklar, o karanlığın sesi duyuldu. Annelerin gözyaşlarına karışan umutları, babaların dik duruşunun ardında gizledikleri ümitleri ve kardeşlerin canına can katan bağları; yetmedi. Üç gencecik insanın bedenlerine yapılanlar; yaşama dair umutları bir kez daha kararttı. Her gün korkuyla alınan ve okunan gazeteler bu kez kara bir haberi yazdı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildi.

Bir babanın tüm umuduyla korumaya çalıştığı çocuğunun ölümünü oyladılar. Tek tek kalktı eller. “Evet,” dediler. İdam edilmediğinde tehdit olabileceğini düşündüler ve bunu savundular. Vicdanları kararmıştı ama bunu ne o an ne sonrasında göremediler. Esas tehlike onların kararmış olan vicdanıydı, göremediler.

Üç anne ve üç baba bir de kardeşler belki birkaç yakın akrabalarının üzüleceğini düşünenler oldu. Düşündükleri gibi olmadı. Giden üç canın ardından birçok çocuğun adı Deniz, Hüseyin ve Yusuf oldu. Bir ülkede annelerin ağıtları birbirine karıştı ve yürekleri dağlayan bir çığlık duyuldu. Umudunu koruyan babalar çocuklarının son anlarını düşünerek geçirdiler her anlarını. Ve kardeşleri, kapıdan bir gün gireceğini düşündüler.

Suçlulardı ya da suçları yoktu ama birçok vicdanın birleştiği tek bir nokta vardı; hak etmediler. Ağlamalarına, sevmelerine, düşünmelerine ve en önemlisi gençliklerini yaşamalarına izin verilmedi.

Deniz’i astılar, Yusuf izledi.

Yusuf’u astılar, Hüseyin izledi.

Uzun boyluydu Deniz, parmak uçları masaya dokunuyor diye masayı ayaklarının altından çektiler. Gencecik bir adamı hapsettikleri halde masaya dokunan parmak uçları onu canlı tutacak diye telaş yaptılar. Dakikalarca Deniz orada can çekişirken, yaşama dair umutlar bir kez daha karanlığa karıştı. Vicdanımız karardı, karanlık her birimizi bir kez daha hapsetti. Ölmedik ama can çekiştik.

Allah’ın verdiği canı bir kez daha insan aldı. Keyif aldı bir kısmı bir kısmı ise o günden sonra tek bir gün rahat uyku uyuyamadı.Kim bilir belki de uyku uyuyamadılar?

Öldü zannettikleri Deniz bir iken bin oldu. Onlar fidan değildi. Güçlü bir ağaçtı ve ağacı kökünden söktüğünü düşünenler ardından gelen fidanları göremedi. Karardı tüm umutlar. Yaşamaya ve yaşatmaya dair hakkı insanoğlu kendinde görür oldu.

Tarihte bugün 6 Mayıs 1972’de yüreklerimiz karardı, insanlığımızı unuttuk ve yaşamaya dair umutlarımız bir kez daha karardı. Deniz, Yusuf ve Hüseyin 1972 yılında bugün idam edildi…

Kübra Çoban

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir