Medeniyetler Şehri Diyarbakır’ın Tarihi Doğa Güzellikleri

Medeniyetler Şehri Diyarbakır’ın Tarihi Doğa Güzellikleri

Şiirlere,türkülere konu olmuş Medeniyetler Şehri Diyarbakır; şimdilerde 1 milyonu aşkın nüfusuyla geçmişten günümüze kadar bir çok medeniyeti içinde barındırmış ve eşsiz tarihi yapılara sahip bir sanat şehridir.
Şehir şimdilerde Eski ve Yeni Diyarbakır olarak iki bölümle adlandırılmaktadır.

Bizde şimdi sizler için şehrin simgesi haline gelen surların içerisinde kalan Eski Diyarbakır’ın tarihi doğa güzelliklerini tanıtmaya çalışacağız..

Diyarbakır Surları

Çin Seddi’nden sonra dünyadaki en uzun surlar olarak bilinen Diyarbakır Surları, ilk olarak M.Ö 3.000-4.000 yıllarında Huriler tarafından yapılmış ancak günümüze bu kalıntıların çok az bir kısmı gelebilmiştir. Bugün gördüğümüz surlar M.S 346 yılında İmparator II. Constantinius tarafından yaptırılmış olan durulardır. Üzerindeki yazılar,burçlar ve bezelerle oldukça görkemli bir yapıya sahiptir. En ünlü kale burçları olarak bilinenler ise şöyledir; Evli Beden, Yedi Kardeş, Keçi, Kral Kızı, Nur ve Akrep burçları…

Keçi Burcu

Şehrin içindeki 76 burcun arasında en büyük,en görkemli ve en eski olanıdır Keçi Burcu.. İnşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte yontulmuş bir kaya parçasının üzerine inşa edilmiş olan burç, Mervaniler döneminde onarılarak günümüze kadar ulaşmıştır.
2004 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen burç 11 Kemerli bir düzenlemeye sahiptir. Yapılan restorasyonun sonucunda Keçi Burcu alt kısmında turistik eşyaların satıldığı, üst kısmında ise Dicle Nehri ve Hevsel Bahçelerine eşlik eden eşsiz bir manzarayla turistlerin en gözde mekanları arasında yer almaktadır.

Hevsel Bahçeleri

Şehrin yanı sıra Hevsel Bahçeleri de şiirlere,türkülere konu olmuş, 7 bin yıllık bir tarihi barındıran kültürel bir miras hükmündedir. UNESCO tarafından da Dünya Miraslar listesinde yerini almıştır Hevsel Bahçeleri… Şehrin tüm sebze ve meyve ihtiyacını karşıladığı verimli topraklara sahip olan bahçeler aynı zamanda 180 farklı kuş türüne de ev sahipliği yapmasından dolayı Doğu’nun Manyas’ı olarak da anılmaktadır.

On Gözlü Köprü

Dicle Nehri’nin üzerinde iki yakasını birleştiren köprü tarih boyunca çokça defa yıkılmış ve onarımı yapılmıştır. Son olarak yine Mervaniler döneminden yapılan onarımıyla adını aldığı on kemerden oluşan köprü bugünkü halini almıştır. Eşsiz bir manzaraya ev sahipliği yapan On Gözlü Köprü turistlerin yanı sıra evli çiftlerinde fotoğraf çekimlerinde gözde mekanları haline gelmiştir. 🙂

Gazi Köşkü

15.yüzyılda inşa edilen köşk Seman Köşkü ve Atatürk Köşkü olarak da anılmaktadır. Atatürk, Çanakkale Savaşından sonra Kolordu Komutanlığı görevini alarak buraya gelmiş ve bir süre burada ikamet etmiştir. Daha sonra Diyarbakır Belediyesi tarafından sahiplerinden satın alınarak Atatürk’ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla şehri ziyaret ettiği sırada kendisine hediye edilmiştir. Köşk, Atatürk’ün ölümünden sonra yine Diyarbakır Belediyesi tarafından onarılarak halkın ziyaretine açılmıştır.

Hasan Paşa Hanı

Şehrin Osmanlılar tarafından alınmasının ardından dönemin valisi Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tarihi 1572-1575’lere kadar uzanmaktadır. Günümüze kadar bir çok restorasyon çalışması yapılmış olsa da hala tarihi dokusunu korumaktadır. Hanın ortasında geniş bir avlu ve üst katlarında küçük odalar bulunmaktadır. Şimdilerde meşhur kahvaltıcıların bulunduğu ve süs eşyalarının satıldığı han turistlerin ilk durakları ardasındadır. Hasan Paşa Hanı’na gidipte kahvaltı yapmadan ayrılmayın benden söylemesi 🙂

 

Ulu Camii

İslam alemince 5. Harem-i Şerif olarak kabul görülen Ulu Camii, Hz. Ömer döneminde Martoma Kilisesinin bulunduğu yere yapılmış ancak daha sonra Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın emri üzerinde büyük bir onarım görmüş ve günümüze kadar yapılan bir çok onarımla bugünkü halini almıştır. Avlusunda bulunan 800 yıllık bir geçmişe dayanan Güneş Saati ise Ulu Camii’nin özelliği halin gelmiştir.

Cahit Sıtkı Tarancı Evi

Cahit Sıtkı Tarancı’nın dünyaya geldiği ve gençlik yıllarına kadar ikamet ettiği bu tarihi ev 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve restore edilmiştir. Restore çalışmalarının ardından yazarın anısını ve ismini ölümsüzleştirmek adına müze haline getirilen ev halkın ziyaretine açılmıştır.
Bir dönem Kanal D’nin yayımladığı Nurgül Yeşilçay ve Şahin Irmak’ın başrollerini paylaştığı Sultan dizisinin çekimleri burada gerçekleştirilmiştir.

Ziya Gökalp Müzesi

Ziya Gökalp Diyarbakır’ın yetiştirdiği ünlü şairlerimizdendir. Ziya Gökalp’in doğup yaşadığı bu tarihi ev 1953 yılında yine Kültür Bakanlığımız tarafından alınmış ve restore çalışmalarının ardından müze haline getirilmiştir. İçerisinde yazarın özel eşyaları ve etnografik malzemeler de yer almaktadır.

Medeniyetler şehri Diyarbakır bu tarihi güzelliklerle birlikte farklı birçok tarihi yapıyı daha içinde barındırmaktadır. Biz sadece burda bir kaç tanesini ele alabildik ancak dileriz ki; bu güzelliklerin hepsini en yakından bizzat kendiniz keşfedersiniz. 🙂

AlininAnnesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir